“Çerkez Ethem, kahraman mý, yoksa hain miydi”? Son zamanlarda bazý çevreler tarafýndan bu
konu gündeme getirilmektedir. Ýsterseniz konuyu kendisinden dinleyelim:
Kudüs Konsolosu Ýnsan Tunalý’ nýn Çerkez Ethem ile yaptýðý konuþmada,
þunlarý itiraf etmiþtir: “Benden baþka (o dönemde) güç yoktu. Bunu Mustafa
Kemal Paþa da herkes de bilirdi. Bir yandan düþmana karþý koyarken bir taraftan
da yer yer patlak veren isyanlarý bastýrmaya hep ben giderdim. Bin kiþilik
kuvvetimle her tarafa yetiþirdim. Çünkü emrimdeki her silahlý yüz askere
bedeldi. Her biri bana tapardý. Öl dedim mi, gözünü kýrpmadan ateþe atýlýrdý.
Ama ben de onlarý korurdum. Maksat düþmaný yenmek olduðundan, baþka bir þey
düþünülmezdi. Yoksa düzenli ordu askeri gibi disipline sokmak gibi sýkýya
getirirsen çetecilik yapamazsýn.
Ben de emrimdekileri istediðim gibi döðüþmelerini temin için, savaþ
dýþýndaki her hareketlerini serbest býrakmýþtým. Çetecilikte bu þarttýr. Hele
ganimet vurup kýranýndýr. Ama bunu baþtakilere anlatamýyordum….. Ýþte
aramýzdaki ihtilaf böyle baþladý. Yozgat isyanýný bastýrmak üzere oraya
giderken Ankara’ya uðradýðým zaman beni bizzat Mustafa Kemal Paþa karþýlamýþ ve
Meclis’e götürerek, bütün milletvekillerine alkýþlatmýþtý. O zaman deðerimi
biliyorlardý. Fakat sonradan bilmez oldular ve günün birinde: “Sen de
adamlarýnla beraber Ýsmet Paþa’nýn emrine tabi olacaksýn” dediler.
Bu olacak þey miydi? Olmaz, olamaz, etrafýmdakilerin hepsi daðýlýr
gider, bunlar sýkýya gelmez, düzen dinlemez dedimse de kimseye ve bilhassa
Ýsmet Paþa’ya anlatamadým. Ýlla gideceksin, tabi olacaksýn, diye ýsrar ettiler.
Onaylamak yok olmak demektir....Gidip Mustafa Kemal Paþa’ya bir daha
söyleyeyim, bu iþten vazgeçsinler. Yine eskisi gibi çalýþalým… Dinlerse ne iyi,
mesele kalmaz, kabul etmezse söz silahýndýr baþka çare kalmadý’ dedim, gittim.
Hasta yatýyormuþ. Buna raðmen ýsrar ettim.
Kabul etmedi. “Olmaz, artýk çetecilik devri geçti. Ordu kuruldu. Siz
de orduya baðlý çalýþmaya mecbursunuz. Baþka türlü harekete imkan yoktur” dedi.
Beynim attý. Kararýmý tatbik zamaný gelmiþti. Silaha davranacaðým ama baktým ki
etrafým çepeçevre çevrilmiþ.. Niyetimi sezmiþ olacaklar. Odaya dolmuþlar,
gözleri bende. Paþa da þüpheli, þüpheli bakýyor. Hatta baþýnýn altýný yokluyor.
Yastýðýnýn altýndaki tabancaya davranýyor. Olmayacak, iþ çakýldý, sýrasý deðil
dedim, odadan çýkarken her tarafta önlem aldýklarýný gördüm. Ýþ çýðýrýndan
çýkmýþtý. Ancak silahla çözülürdü. … Kardeþim Reþit de ayný fikirdeydi. Baþka
çare kalmamýþtý, deðiþik yollar denememiz ve bir punduna getirip bu iþi
halletmemiz gerekirdi. …Ancak þüphelendiler, çok sýký önlemler aldýlar, bundan
sonra da baþka bir giriþim yapma imkaný kalmadý ” demiþtir. Diðer ayrýntýlarý,
geniþ olarak çýkan yayýnlardan takip edebilirsiniz. (Kaynakça: ATATÜRK, Öldü
mü? Öldürüldü mü? “Atatürk’e düzenlenen suikastlar” Musa Göktürk – Hasan Ali
Ýzzet)
ÝZMÝR SUÝKASTÝ:
Atatürk, 7 Mayýs 1926 günü Ankara’dan trenle birçok ile de uðrayacaðý,
Anamur’dan Ýzmir’e bir Yurt Gezisi’ne çýkmýþtýr. Programý önceden belirlenen bu
gezide, 15 Haziran’da Ýzmir’e geleceði tahmin ediliyor ve yerel gazetelerde bu
yönde bazý haberler de çýkmýþtý. Ancak düþmanlarý da boþ durmuyordu,
Ýstanbul’da bir suikast planý hazýrlanmýþtý. Yapýlan plan gereði, suikast
Ýzmir’de Baþdurak’ la Yemiþ Çarþýsý’ndan gelen caddelerin Kemeraltý’ndaki
hükümet caddesiyle kesiþtiði yerde yapýlacaktý. Burasý hem dönüþ yeri, hem de
dardý. Gazi’nin otomobili Naim Palas’a buradan geçerken yavaþlamak
zorundaydý.
Atatürk’e ateþ edecekler önceden belirlenmiþ. Evvela Laz Ýsmail, Gürcü
Yusuf ve Çopur Hilmi tabancayla ateþ edecekler, gerekirse bombalar
kullanýlacaktý. Eðer öndekiler ateþ etmez veya bir aksilik çýkarsa, arkadaki
Ziya Hurþit hem onlarýn hem de Gazi’nin iþini bitirecekti. Halk arasýnda büyük
bir panik çýkacaðý hesaplandý. Suikastçýlar kalabalýða karýþarak bekleyen
otomobille Konak Ýskele’sine gidecekler, vapurla Karþýyaka’ya geçtikten sonra,
Giritli Þevki’nin motoruyla Yunan adalarýna kaçacaklardý. Kurtulma ihtimali
sýfýra yakýn bir plan hazýrlanmýþtý.
Halkýn büyük ilgisi karþýsýnda, Atatürk’ün gezisi uzamýþ ve 15
Haziranda henüz Balýkesir’ deydi. Plan gereði Giritli Þevki 15 Haziran’da
Karþýyaka Ýstasyonu’na giderek trenin hangi saatte geleceðini sordu. Hareket
memuru olan akrabasýndan trenin gelmeyeceðini öðrendi ve yaþanan…. baþka
geliþmelerle de endiþelenmeye baþladý “Tren gelmediðine göre, acaba suikasttan
hükümetin haberi mi olmuþtu?” Giritli Þevki’nin, Polis Müdürlüðü Siyasi Kýsým
Amiri Mehmet Ali Bey’e ihbar dilekçesi vermesi ve hemen yapýlan baskýnlar
neticesinde suikastý gerçekleþtirecek olan þahýslar Otel odalarýnda
yakalanmýþtý. Dolu iki Ýngiliz bombasý ile dört otomatik tabanca, þarjörleri
ile beraber ele geçirilmiþ. Laz Ýsmail ve diðerleri olayý itiraf etmiþtir.
Ýfadeler alýnýp tahkikat derinleþince, olayýn vahameti de ortaya
çýkýyor, perde arkasýnda bir sürü siyasetçi ve Ýttihatçý’nýn adý geçiyordu.
Atatürk’ün özel treni Ýzmir’e, Bayraklý güzerðahý boyunca sýralanan ve hiçbir
þeyden haberi olmayan halkýn sevgi gösterileri arasýnda, 16 Haziran 1926 akþamý
saat 18’de Basmane Ýstasyonu’na geldi. Belediye Baþkaný çiçek sundu, halk ve
öðrenciler candan gösterilerde bulundu. Karþýlama oldukça görkemliydi. Gazi’nin
otomobili yol güzergahýna biriken halký selamlayýp kurulan taklarýn altýndan
geçerek kalacaðý Naim Palas Oteli’ne geldiðinde,izdiham derecesinde kalabalýk
birikmiþti. Otelin balkonundan halký selamladý. Gece muhtelif yerlerde fener
alaylarý düzenlenmiþti. Otelde onuruna verilen akþam ziyafetine katýldý.
Suikast konunda ilk resmi açýklama Ankara’da hükümet adýna, 18 Haziran
1926 tarihli Hakimiyet- i Milliye gazetesinde, Teblið-i Resmi baþlýðýyla
yayýnlanmýþtýr.
“ Ýzmir’de melun bir suikast keþfedilerek bütün suçlular
tutuklanmýþlardýr. Reisicumhur Hazretlerinin seyahatleri esnasýnda, Ýzmir’de
tatbik olunmak üzere bir suikast tertip edildiði tezahür etmiþtir. Suçlular
silahlarý ve bombalarý ve hazýrlýklarý ile Reisicumhur Hazretlerinin Ýzmir’e
hareketinden bir gün evvel tevkif edilmiþ ve suikast teþebbüslerini itiraf etmiþlerdir.
Mesele Ýstiklal Mahkemesi’ne tevdi edilmiþ ve mahkeme heyeti davayý yerinde
takip etmek üzere Ýzmir’e hareket etmiþtir.” Ýzmir Suikastý Yargýlamalarý ve
Kararlarý birçok kaynakta geniþ olarak yer almýþ olup, arzu edenler buralardan
takip edebilirler. (Kaynakça: Atatürk’e Kurulan Pusu- Ýzmir Suikastý’nýn
Ýçyüzü” Osman Selim Kocahanoðlu (Temel Yayýnlarý)
Bu gün, 29 Ekim “Cumhuriyet Bayramýmýz” Kutlu olsun. Cumhuriyetimizin
Kurucusu Ulu Önder Atatürk ve Kahraman silah arkadaþlarýný, aziz þehitlerimizi
ve gazilerimizi saygýyla anýyor ve bizlere býraktýklarý armaðaný,”Türkiye
Cumhuriyeti” ni sonsuza kadar korumayý taahhüt ediyoruz.
29.10.2016
Av. HÜSEYÝN
BASKIN