Dönemin komünist diktatörü Todor Jivkov liderliðindeki rejimin uyguladýðý zorunlu göç nedeniyle Türk ve Müslüman köyleri boþaldý. Boþalan köylerdeki yaþam mücadelesi, bugün de devam ediyor.
Bulgaristan´da kalan yaþlýlar, geçmiþi hüzünle anýyor.
Ülkenin güneydoðusunda Yunanistan sýnýrýna yakýn Adaköy´de (Ostrovetz) yaþayan emekli öðretmen Mestan Adalý, o dönem uygulanan asimilasyonun, köyü ölüme mahkum ettiðini söyledi.
Önceleri 240 hanede bin 300 nüfusa sahip köyün asimilasyon politikalarý sonrasý boþaldýðýný anlatan Adalý, köyde artýk doðum olmadýðýný, ölümlerin ise çok olduðunu ifade etti.
Karaman Türklerinin kurduðu 600 yýllýk Adaköy´de huzurun da kalmadýðýný kaydeden Adalý, "Komünist rejim, 1956´da aldýðý kararla asimilasyon kampanyasý baþlattýðýnda milletimizin boynu bükülmeye, kalbi kýrýlmaya baþladý. Okullarda Türkçe öðretimi yasaklandý. Camiler kapatýldý. Özgün kýyafet yasaðý getirildi. Evde, sokakta Türkçe konuþmamýz engellendi." ifadelerini kullandý.
Adalý, oðullarýnýn Ýngiltere ve Belçika´da yaþadýðýný belirterek yýllar geçtikçe iþlerin kötüye gittiðini, tarla ve fabrikalarýn boþaldýðýný, ekonominin çöktüðünü aktardý.
3 kiþilik köy
Ayný bölgedeki Cebel þehri yakýnýnda bulunan Gölcük (Lebed) köyü de zorunlu göç nedeniyle ýssýz kalan Türk köylerinden biri. Daha önce 500 nüfusa sahip köyde bugün sadece 3 kiþi yaþýyor.
Köy sakinlerinden traktör þoförü Emin Mestan Mustafa, 120 haneli köyde bugün sadece 3 hane bulunduðunu söyledi.
Zorunlu isim deðiþtirme kampanyasýnýn baþlamasýyla Bulgar güvenlik güçlerinin 1984´te önce Gölcük köyüne geldiðini anýmsatan Mustafa, "Ýsmini deðiþtirmek istemeyenleri sopalarla dövdüler, sürgün ettiler. Benim adým Emin Mestan Mustafa iken Emil Mitov Vodeniçarov oldu. Eþim Ayten Mehmet Mustafa ise Ana Mitova Vodeniçarova oldu." diye konuþtu.
Dehþet içinde kaçan köy halkýnýn Türkiye ve Avrupa ülkelerine sýðýndýðýný anlatan Mustafa, 1989´daki zorunlu göçün ardýndan rekoltenin tarlada kaldýðýný, sahipsiz kalan hayvanlarýn daðýldýðýný, terk edilen evlerin yaðmacýlarýn eline geçtiðini söyledi.
Asimilasyon kampanyasýnýn geçmiþi
Eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliðinin (SSCB) desteðiyle 1944´te hükümeti devirerek yönetimi ele geçiren Bulgaristan Komünist Partisi (BKP), iktidarda kaldýðý 45 yýllýk dönemin son yýllarýnda ülkedeki Türk ve diðer Müslümanlarý asimile etmeye çalýþtý.
Tek milletli bir devlet yaratma çabasýndaki komünistler, ibadet yasaðý getirdi, Türk ve Müslümanlarýn isimlerini deðiþtirdi. "Bulgarlaþtýrma" giriþimleri sonucu 1985 sonuna dek 310 bin kiþinin isimleri deðiþtirildi.
O dönem 8,5 milyon nüfusu olan ülkede Müslümanlarýn asimilasyon kampanyasýna karþý direniþinde 24 kiþi hayatýný kaybetti.
Cebel þehri civarýnda baþlayan direniþ, tüm ülkeye yayýldý. 1989´da devrilen komünist rejimin baþýndaki Todor Jivkov, amacýna ulaþamayýnca Türkiye ile sýnýrlarý açtý. Yaklaþýk 500 bin Türk, Türkiye´ye göç etti. Bunlarýn 150 bini, 10 Kasým 1989´da Jivkov rejiminin düþmesinin ardýndan Bulgaristan´a geri döndü.
Asimilasyon kampanyasý ile ilgili 1991´de açýlan dava zaman aþýmýna uðradý. Davanýn sanýklarý Jivkov, dönemin Ýçiþleri Bakaný Dimitar Stoyanov, Dýþiþleri Bakaný Patar Mladenov ve Politbüro Üyesi Penço Kubadinski ise artýk hayatta deðil.
|