BOSNA HERSEK COĞRAFYASINDA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK DİLİ

Merve YENİAY

Özet

Bu çalışmanın amacı; Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne ve günümüze kadar olan süreç içerisinde Balkanlar da ve özel olarak Bosna Hersek ülkesinde Türkçe’nin yaygınlığı ve bu bağlamda bölgede yapılan dil çalışmalarına ışık tutmaktır. Gerek farklı dönemlerde basılan Türkçe gazete ve dergiler sonrasında gerçekleştirilen Türkoloji çalışmaları gerekse TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü ekseninde yürütülen Tercihim Türkçe programları hakkında bilgi vererek konuya açıklık getirmeye çalışacağız. Osmanlı’nın 400 yıllık hakimiyetinden sonra günümüzde de Türkiye, Bosna’da faal durumdadır.

Anahtar Kelimeler: TİKA, YEE, Türkoloji, Osmanlı Devleti, Türkçe Dil Çalışmaları.

Abstrac

The aim of this study is to shed light on the prevalence of Turkish in the Balkans and especially in the country of Bosnia and Herzegovina during the period from the Ottoman Empire to the Republic of Turkey and to the present day and the language studies conducted in the region in this context. Both Turkish newspapers and magazines published in different periods, Turkology studies conducted after the TIKA and Yunus Emre Institute, conducted on the axis of My Preference Turkish programs will try to clarify the issue by giving information. After 400 years of Ottoman rule, Turkey is still active in Bosnia today.

Key Words: TİKA, YEE, Türkology, Ottoman Empire, Turkish Language Studies.

Giriş

Bosna Hersek; kuzey ve kuzeybatısında Hırvatistan, doğusunda Sırbistan, güneydoğusunda ise Karadağ ile sınırı vardır:

Siyasi yapısı ise oldukça karışıktır(1). Çalışmanın maksadını aşmamak kaydı ile değinilmeyecektir.

Türkler Balkanlar’a ve Bosna mevkine Osmanlı Devleti kurulmadan daha önce gelmişlerdir. Avarların bu topraklara gelmesi bahsi Doğu Avrupa Türkoloji çalışmalarını yapan kişiler için epey karmaşık ve zor olmuştur. Avarlar, VI. Yüzyıldan sonra Gök-Türk Devleti’nden ayrılıp Adriyatik’in kuzeydoğusuna Karadeniz’in kuzey yolu ile yani Asya’dan göç etmiş bir Türk kabilesidir. Bu kavim, Bizans ile o dönemde yoğun temas halinde bulunduğu kaynaklarda sabittir. Özellikle Avar hakanı Bayan Kağan zamanındaki hakimiyet sınırları Dinyeper Nehri’nden Kuzey Denizi ve Adriyatik kıyılarına kadar ulaşmıştır. Bu hakimiyet 630’lu yıllara değin devam etmiştir. Bu yıllardan sonra Bayan Kağan’ın küçük oğlunun idaresi bitmiş ve Kubrat, Büyük Bulgar Devleti’ni kurduktan sonra Avar isminde kaynaklarda pek rastlanmamıştır(2).

Tabii Türk varlığı Balkanlar da yaşamaya devam etmiş XV. Yüzyıla kadar ki dönemde çeşitli siyasi karmaşalar, yönetim/taht kavgaları, Bizans-Türk münasebetleri bu yıllar aralığında devam etmiştir.

1463’te Sultan II. Mehmet, Bosna’nın fethini tamamlamış, meşhur Ahitnamesini(3) yayınlamış ve 1878’e kadar Osmanlı bu mevkisini sulh içinde idare etmiştir. Bosna, 1878’den sonra yani Berlin Kongresi ile Avusturya-Macaristan devletinin himayesine bırakılmış, 1908 yılında ise kesin ilhak gerçekleşmiştir. Bu yıllardan sonra Türkler ve Boşnaklar yabancı idare altında zorluk çekmişler, göç etmek durumunda bırakılmışlardır. I ve II. Yugoslavya dönemlerinde 1974 Anayasası’na kadar Boşnaklar, millet olarak tanınmamış, Türkçe yazım ise bıraktırılmıştır. Bu Anayasa ile Boşnaklar bir millet olarak tanınmış olsa da Balkanlar da varlıklarını korumak için fazlaca çabalamışlardır. Özellikle 1992-1996 yılları arasında vuku bulan Bosna Savaşı, sonralarında kurulacak olan Bosna Hersek İnsan Hakları Mahkemesi’nde ‘Soykırım’ olarak tanımlanacak insanlık dışı faaliyetlere sahne olmuştur. 

1995’te imzalanan Dayton, ülkeyi ikiye bölmüş, sayısız yürütme çeşitliliği ile karmaşa yaratmıştır. Dayton, soykırım suçlularının ödülüdür.

Türkiye Cumhuriyeti, savaşta da günümüzde de Bosna’nın ve Boşnakların yanında durmuştur ve günümüzde de sayısız Boşnak’a ev sahipliği yapmaktadır. 


1 Bosna Hersek’in Siyasi Yapısı Hakkında Bilgi İçin Bkz. M. Dalar “Dayon Barış Antlaşması ve Bosna Hersek’in Geleceği” DergiPark makalesi. Majda Ruge, “Hostage State: How To Free Bosnıa From Daytonʼs Paralysıng Grıp”, European Council on Foreign Relations (2020), JSTOR. Esat Ertaç Erbesler, Bosna’da Egemenlik Sorunu Daton Antlaşması. Osman Karatay, Bosna Hersek Barış Süreci Dayton Barış Antlaşması Eki.
2 Ed. Osman Karatay, Serkan Acar, “Doğu Avrupa Türk Tarihi”, Kronik Yayınları, İstanbul 2020, s. 197-224.
3 “Ben ki Sultan Mehmet Han’ım; sıradan ve seçkin bütün insanlar tarafından bilinsin ki, bu padişah buyruğunu ellerinde bulunduran Bosnalı [Fransisken] ruhbanlara büyük bir lütufta bulunarak şunları buyurdum: Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak ve sıkıntı vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaklardır. Ve kaçıp gidenler bile güven içinde olacaklardır. Gelip ülkemizde korkusuzca oturacaklar ve kiliselerine yerleşeceklerdir. Ne ben, ne vezirlerim, ne kullarım, ne uyruklarım, ne de ülkemin bütün halkından hiç kimse adı geçenlere —kendilerine ve canlarına ve mallarına ve kiliselerine ve dışarıdan ülkemize gelenlerine— dokunmayacak, saldırıp incitmeyecektir. Yeri, göğü yaratan Rızıklandırıcı adına ve Kur’an adına ve ulu Peygamberimiz adına ve yüz yirmi dört bin peygamber adına ve kuşandığım kılıç adına yemin ederim ki, bu kişiler emrime itaat ettikleri sürece, bu yazılanlara hiç kimse uymazlık etmeyecektir”. Fatih Ahidnamesi – Bosnahersek.ba.

 Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Bosna Hersek’te Türkçe’nin Kullanımı

Osmanlı, Balkanlar’dan büyüyen bir devlettir. 1353’de Çimbi (Cinbi) Kalesi’ni Süleyman Paşa idare altına aldıktan sonra Gelibolu aşılmış, 1361’de de Edirne fetih edilmiştir(4) . Sonrasında Bulgar Prensliklerini ele geçirerek Balkan içlerine doğru ilerlemişlerdir. Osmanlı’nın fetih siyasetinde asimile etmek amacı yerine dönemin feodal beylerini ortadan kaldırıp kendi ya Türk idarecileri ya da Türk dostu gayr-i Müslimleri idareye koymaktır. Cihan hakimiyeti şuurunun bir getirisi olarak Osmanlı; iskan politikası geliştirmiş, Rumeli’de idame altına aldığı topraklara Anadolu’dan Türk göçü ile Rumeli’ye Türk varlığını kazandırmaya çalışılmıştır. En mühim iskan hareketleri I. Murad ve Yıldırım Beyazıd zamanında gerçekleştirilmiştir. Timur’un Anadolu’da ki baskın ve saldırısı üzerine burada bulunan Türkmenler, Osmanlı eli ile Rumeli’ye göçmüşlerdir. Bu durum, Trakya’nın kuzey ve kuzeybatısındaki Türk nüfusunun artışına sebebiyet vermiştir(5). Osmanlı ‘İmparatorluğunun’ kuruluş devrinde titizlik ile yürütülen bu ince siyaset neticesinde günümüzde Balkanlar’da yoğun bir şekilde Türkçe kullanımı mevzu bahis olmaktadır.

1100’lü yıllarda Sarı Saltuk ismi büyük önem taşır. Moğolların saldırılarından Balkan içlerine çekilen Sarı Saltuk ve Türkmenler, burayı yurt edinmişlerdir. Bu aşiret Dobruca yakınlarında ilk İslam cemaatini vuku etmişlerdir. Kendisinin şifalı su çıkardığı dönemin kaynaklarında yazmaktadır. Günümüzde Sarı Saltuk’un Blagay’da naaşı bulunur. Saltuk-name (Cem Sultanın emri ile kaleme alınmıştır) bu bilgilerin delili kabul edilmektedir(6).

Bosna,1463 yılında idare altında aldıktan sonra burada Türkçe dilinin yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmış ve Bosna’da Türkçe, 1878’ değin gerek eğitim kurumlarında gerek ise matbaanın kullanılması ile gazetelerde (bu vilayette basılan ilk Türkçe gazete, Gülşen-i Saray’dır(7)) de Türk dilinin icrası yapılmıştır.

XV. Yüzyıl sonlarına doğru Bosna, İslamlaşmaya başlamış ve zamanla İslam’a geçen hanelerin sayısı artmıştır. Bu ortamda ve bu yüzyıldan sonra resmi belge ve edebiyat dili, eğitim kurumlarında Türkçe kullanılmıştır. Aynı zamanda Boşnakların yüksek mevkide yer almaya başlaması ile de kültür sentezi gerçekleşmesine artı olarak bir etkendir. Alhamiyado edebiyatı(8) gelişmiş, meşhur Sevdalinkalar halk arasında söylenmiş, yazılmıştır. En önemli konulardan biri de Türkçe-Boşnakça Sözlüklerdir (1631 yılında Muhammed Hevai Uskufi’nin yazmış olduğu Makbul-i Arif Türkçe-Boşnakça Sözlüğü ilk örneğimizi teşkil eder):

Muhâkemetü’l-Lugateyn, Kitâbu Bulgatü’l-Müştâk Fî Lugati’t-Türk Ve’l-Kfçak,
Kitâbü’l İdrâk Li- Lisânü’l-Etrâk, Hilyetü’l-İnsân ve Heybetü’l-Lisân, Codex
Cumanicus, Kitâb-ı Mecmû-ı Tercümân-i Türkî ve Acemî ve Mugalî, Et-Tuhfetü’z-
Zekiyye Fi’l-Lugati’t Türkiyye gibi eserler bu amaçla hazırlanmış sözlüklerdir. Bu sekiz


4 M. Hüdai Şentürk, “Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Devrinde Rumeli’de Uyguladığı İskan Politikası ve Neticeleri”, Belleten Dergisi, Sayı Nisan 1993, Cilt 57, Sayı 218, Sayfalar 89-112.
5 M. Hüdai Şentürk, “a.g.m.” Belleten Dergisi.
6 Mustafa Ilgar, Önder Çalgar, “XV. Yüzyıldan Günümüze Bosna Hersek’te Türkçenin Durumu ve Türkçe Öğretim Çalışmaları”, Beder Journal Of Humanities, Sayfalar 110-124.
7 Salih Seyhan, “Osmanlı Döneminde Bosna Hersek’te Çıkan İlk Özel Türkçe Gazete Gülşen-i Saray”, Selçuk İletişim Dergisi, Yıl 2012, Cilt 7, Sayı 3, Sayfalar 100-116.
8 Bilgi için bkz. Ömer Aksoy, “Türk Kültürü Etkisinde Teşekkül Eden Bir Edebi Gelenek: Boşnak Alhamiyado Edebiyatı”, Türük Uluslararası Dil Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, C. 1, S. 14, ss. 184-197, Yıl 2018.

sözlük yanında bugüne ulaşan tek dilbilgisi kitabı ise El-Kavanînü’l-Külliyye Li-Zabti’l- Lügati’t-Türkiyye adlı eserdir.
Boşnaklara, Türkçe öğretimi konusunda da benzer şekilde daha çok sözlük şeklinde eserler ve dilbilgisi kitapları yazılmıştır. Saraybosna şehrinde, Gazi Husrev Bey Kütüphanesi’nde bulunan ve çalışmanın konusu olan sözlüklerin kodları, numaraları; R-4032/2, R7794, R-7791, R-7789, R-7744, R-7695/1, R-6191, R-8210/4, R-10009, R-9206, R-9836, R7715/1, R-7715/2, R-485, R-10224, R-10098 şeklindedir. Bunlardan on beşi mensur, biri manzum sözlüktür. Osmanlı döneminde Fatih devrinden Kanuni devrine sözlük faaliyetleri çok yoğundu. Bu dönemde ortaya çıkan Tuhfe-i Şâhidi, Tuhfe-i Vehbî, Nuhbe-i Vehbi ve Sübha-i Sıbyân gibi eserlerin Türk eğitim tarihindeki önemi büyüktür. “Manzum sözlüklerin önemli bir kısmı sibyan mekteplerinde okutulmakla kalmamış, tekke, dergâh, medrese gibi insanların belli bir amaç etrafında toplandığı çeşitli müesseselerde de rağbet görmüştür.”4 Bu tarz sözlüklerin özellikle çocukların yabancı dildeki kelimeleri kolay ezberlemesi düşüncesiyle hazırlanmış olduğu anlaşılmaktadır(9).

XIX. Yüzyıldaki gazetelerin bir kısmı ise hem Boşnakça hem Türkçe yazılar içeriği ile basılmıştır. Örnek olarak Bosna gazetesi dönemin ihtiyacı ile yayınlanmaya başlamış, İstanbul’dan Kadri Efendi bu iş için Saraybosna’ya gönderilmiştir(10). 

Gülşen-i Saray Gazetesi (Sarajevski Cvjetnik); Bosna Hersek’in vilayet gazetesinin (ilk başyazarı Mustafa Rifet İmamoviç’tir) Türkçe sayfalarının yazarı Mehmet Şakir Kurtçehayiç, adı geçen bu yarı özel gazeteyi basmak için iznini almış ve yayınlatmaya başlamıştır (ilk sayısı 1868’de basıldı). 2 ve 3. Sayfaları Türkçe, 1 ve 4. Sayfaları ise Kiril harfleri ile hazırlanmıştır. Bosna Gazetesi ise ilk Türkçe gazete olması hasebiyle özel bir yere sahiptir ve fakat 1878’teki işgal sebebi ile gazete kapatılmıştır(11).

1878’e kadar sulh ve adalet çatısı altında yönetilen(12) Bosna’yı, Osmanlı’nın gücünün azaldığı bu yılda Avusturya-Macaristan devleti himayesi altına almıştır (Berlin Kongresi ile alınan kararlarda Osmanlı, Balkanlar’dan atılmak istendiği için aleyhte davranılmıştır). Salih Sıdkı’nın Tarih-i Bosna eseri epey mühimdir. 1414 yılında Bosna Beyi olan İshak döneminden başlayıp 1878’e kadar getirmiştir. Eser, Türkçe kaleme alınmıştır. Günümüzde bir kısmı Saraybosna’da Şarkiyat Enstitüsü’nde bulunmaktadır(13).


9 Samira Osmanbegoviç-Bagşiç, Mustafa Arslan, “Yabancı Dil Öğretim Aracı Olarak Saraybosna Gazi Husrev Bey Kütüphanesi’ndeki Türkçe-Boşnakça Sözlükler, Turkish Bosnian Dictionaries in Gazı Husrev Beg Library by Teaching Method For Foreigners”, Türk Dünyası İncelemeleri Der., XIX/2 (Kış 2014), sayfalar 1-16.
10 Mustafa Ilgar, Önder Çalgar, “a.g.m.” Beder Journal of Humanities.
11 Salih Seyhan, “a.g.m.”, Selçuk İletişim Dergisi.
12 Aslında durum biraz daha karmaşık: 1774’te Osmanlı-Rus Savaşı’nı sonlandıran Küçük Kaynarca Antlaşması ile Sırbistan, Bosna içerisinde yaşayan Ortodoksları himaye etme hakkı kazanması ve ayrıca o dönemde yeni çeri ocağının kapatılması vilayet içerisinde huzursuzluğa sebebiyet vermiştir. 1878 yılında da Avusturya-Macaristan’ın Balkanlar’a yayılma politikasında önemli yeri olan Bosna’yı himayesi altına almış; 1908’de ise kesin olarak ilhak etmiştir (Kaynak: Kemal Beydilli, Küçük Kaynarca Antlaşması, TDV İslam Ansiklopedisi).
13 Fehim Nametak, “Muvakkit, Salih Sıdkı”, TDV İslam Ansiklopedisi

Avusturya-Macaristan dönemi başladığında bazı Türkçe yazılar yayınlanmaya devam etmiştir. Örneğin Basagiç, Osmanlı ileri gelenleri hakkındaki yazıları basılmıştır. Bu konuda Bisera Nurudinoviç çok önemlidir. Bu isim, Osmanlı Salnameleri(14) hakkında yazan ilk isimlerdendir(15).

1882’ye gelene kadar Boşnak milleti bu yeni idareyi kolay kabul edememiş, zor yıllar geçirmiştir. Bu yılda Avusturya-Macaristan devletinin direktifi ile Maliye Bakanı olarak Benjamin Kallay getirilmiştir. Kallay, Sırp-Hırvat arasında tampon bir millet olması siyasetini takip edecektir. Kendi döneminde Bosna’da yüksek yetkisi sebebi ile yönetim disiplinini kolayca icra edip 20 yıl süresince Bosna dilini (Latin alfabesi ile) yerleştirmeye çalıştı – akıbetinde Sırp-Hırvat milletleri Bosna dilini kabul etmemiştir-.

Kallay zamanında; Bosna’da basılan 125 gazete ve dergi olduğu bilinmektedir ve çoğunda Bosna dili kullanılmıştır. Örneğin; Ülke (Zemaljska) Matbaası ve Saraybosna’daki Spindler ile Loschner Matbaası’nda,Srce Isusovo (Službeni list za Vrhbosansku nadbiskupiju)-Hazreti İsa’nın Kalbi (Saraybosna Başpiskoposluğu resmî yayın organı) Mecmuası 1882’de yayınlanmaya başlamış 1887’de isim değiştirerek Vrhbosna şeklinde yayınlarına devam etmiştir. Diğer bir örnek olarak; yayımcılığını yaptığı S. Kapetanoviç’in Bosnjak (Boşnak) Mecmuasıdır. Basıldığı yerler: Risto J. Savić matbaası, Islamska dioničarka štamparija (İslam İştirki matbaası) Stamparıja Fogler i druga (Fogler ve arkadaşı matbaası) Ülke matbaası (Zemaljska matbaası), štamparija Spindlera i Lešnera (Spindler ve Lesner matbaası), “Sarajevoaer Tagblatt” (Sarajevoaer Tagblatt matbaası); Saraybosna. Bosna ve Arapça dilleri kullanılmış olup bilindiği kadarı ile 1905 yılına kadar yayına devam etmiştir(16).

Gelelim Türkçe dilinin kullanıldığı sınırlı mecmua örneklerine: Yayımcılığını Mehmet Sami Bey’in (ayrıca editörler arasında İbrahim beg Başagiç’de(17) vardır) üstlendiği Vatan, 1884 yılında Ülke (Zameljska) Matbaası’nda yayınlanmaya başlamış 1897’ye kadar da yeni sayılarının basımı devam etmiştir. Sonrasında Vatan Mecmuası isim değiştirerek, Rehber şeklinde tahmini 1902 yılına kadar devam etmiştir. Sahipliğini Adem aga Besiç’in yaptığı Behar (Bahar) Mecmuası önce 1900-1905 yılları arasında Risto Savić’in İlk Sırp matbaasında, sonra 1906-1911’de İslam iştiraki matbaasında yayınlarına devam etmiştir(18).

B. Kallay idaresinde elli dokuz süreli yayın icra edilmiştir.

1908’deki kesin ilhaktan sonra da Bosna’da Türkçe eğitim devam etmiştir. Şöyle ki; Hafız Süleyman’ın Misbah Mecmuasında kaleme aldığı bir yazısında medreselerin modern olması Salnameler, geniş anlamda Osmanlı Devleti’nin merkezi yönetimin, askerî kurumların, vilayetlerin ve kişilerin yıllık olarak çıkardıkları bilgilendirme amaçlı neşriyatı anlatmaktadır. Salnameler, Batıda “annuaire”, “annus”, “almanac” adı ile bilinmektedir. Osmanlı Devleti’nde ilk devlet salnamesi Ahmet Vefik Paşa tarafından hazırlanarak 1847 yılında basılmıştır. Salnameler, 1893 yılına kadar Saraybosna Vilayet matbaasında Türkçe olarak basılmıştır.


15 Emina Vildic, “Bosna Hersekliler Tarafından Osmanlı ve Avusturya Macaristan Döneminde (Benjamin Kalay Rejimi) Yayımlanan Süreli Yayınların Fihristi”, Türük Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, Yıl 2023, Sayı 11, ISSN 32, Sayfa 100-125.
16 Emina Vildic “a.g.m.”, Türük Dil Edebiyat ve Halkbilimi Uluslararası Araştırmaları Dergisi, Sayfa 100-125.
17 İbrahim beg Başagiç: Osmanlı idaresinden çıkan Bosna’daki Müslümanlar eski yönetimi geri istediklerinden bazı faaliyetler yürütüp kendi siyasi organlarını teşekkül etmişlerdir. XX. Yüzyıl başlarında, Müslüman Halk Teşkilatı (Müslimanska Norodna Organizacija-MNO-) oluştuktan sonra Başagiç’in de kurucularından sayıldığı Müslüman İlerlemeci Partisi (Müslimanska Napredna Stranka-MNS-) teşkilatlandırılmıştır. Kendisi güçlü bir şair ve fikir insanı idi (Kaynak: Zafer Gölen, “Osmanlı Yurdu Olan Bosna Hersek’te XIX. Yüzyıldaki Siyasi Olaylar” Belleten Dergisi, Yıl 2010, Cilt 74, Sayı 270, Sayfalar 421-476).
18 Emina Vildic “a.g.m.”, Türük Dil Edebiyat ve Halkbilimi Uluslararası Araştırmaları Dergisi, Sayfa 100-125

gerekliliğini ibraz etmektedir. İlkokullarda 8 sene Boşnakça, Almanca derslerin yanında Türkçe derslerin okutulacağı da belirtilmiştir. O dönemde alfabe problemi (Kiril Arap ve Latin çeşitliliği) sebebi ile Türk dilinin kullanımı sınırlanmıştır(19).

1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın(20) Bosna’da veliaht Ferdinand’ın suikastı sonucu cereyan etmesi ve 1918’de Avusturya-Macaristan’ın parçalanması sonucunda I. Yugoslavya yani Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı kurulmuştur. Bu dönemde radikal Sırp milliyetçiliği ivme kazanacaktır. Mevzubahis dönemde Türkçeden ve Boşnakçadan söz etmek oldukça güçtür.

I. ve II. Yugoslavya Dönemlerinde Bosna’da Türkçe

Osmanlı idaresinin hakim olduğu ortalama dört yüz yıl süresince Balkan dillerine, çok sayıda Türkçe kelime yerleşmiştir. Türkçeden bu dillere geçen unsurlar üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bunların en önemlilerinden biri Abdullah Skaljiç’in hazırlamış olduğu Boşnakça-Türkçe sözlüktür (1957 yılında iki cilt halinde yayınlanmıştır)(21).

1957’deki sözlük çalışmasına gelmeden önce I. Yugoslavya (Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı dönemi -ki görüldüğü üzre Boşnak, Karadağ milleti sayılmamıştır-) da Türkçe’nin kullanımı kısıtlanmış olsa da dönemin yazarları zor koşullar altında yayın faaliyetini sürdürmeye çalışmıştır.

1918 yılında I. DS son bulurken dağılan imparatorlukların topraklarını paylaşma konusunda dünya politik hamle ve görüşmeleri çetrefilli bir hal almıştır. 1917’de Korfu Deklarasyonu ile kurulması kararlaştırılan Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı’nda ertesi sene Kral olan Alexander Karageorgeviç ve hükümeti 1921 Anayasası (Vidovdan)’nı hazırladı. Anayasa, Sırbistan’ın kendi anayasasına benzerdir. Mevzusu geçen yıllarda Sırp milliyetçiliği epey sivrilmiş bir hal almıştır. Komünist Partinin yükselişe geçmesi kargaşaya sebep olmuş ve nihayetinde 1928’de Karadağlı bir milletvekili, Hırvat parti liderini öldürünce Kral Alexander, Anayasa’yı feshetmiş ve diktatörlüğünü ilan etmiştir(22). 1937 yılına kadar Türkçe olarak yayın yapılması yasaklanmıştır(23). 1945’e kadar olan dönemde iki hükümet kurulup feshedilmiştir; II. Dünya Savaşı’nın(24) gerisinde bıraktığı yıkım, fakirlik ve sefalet ayrıca psikolojik çöküntü epey büyük olmuştur.

1945 Yalta(25) da temeli oluşturulan yeni Yugoslavya’da; yönetimi ve hükümeti ekseninde değil Türkçenin ne derecede kullanıldığı başlığımız gereği ana temadan sapmadan işlenecektir.


19 Mustafa Ilgar, Önder Çalgar, “a.g.m.” Beder Journal of Humanities.
20 Aslında dünya 1914 öncesinde bir silahlanma yarışı ve bloklaşma durumundaydı. Avusturya-Macaristan prensi ve eşinin bir Sırp çetesi tarafından katledilmesi yalnızca bir kıvılcımdı o da büyük bir yangına sebep oldu.
21 Selçuk Kırbaç, “Türk Dilinin Boşnakça ile İlişkileri ve Abdullah Skaljiç”, The Journal of Sociel Science Studies International Journal of Social Science Cilt 6, Sayı 4, Sayfalar 895-911, Nisan 2013.
22 İbrahim Kamil, “Soğuk Savaş Döneminde Yugoslavya, Siyaset-Ekonomi-Dış Politika (1945-1990)”, Kriter Yayınevi, İstanbul 2023, Ss. 1-7.
23 Zafer Gölen, “Yugoslavya’da Yayımlanan Türkçe Dergilerde Osmanlı İmgesi”, Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, C. 4, S. 9, Temmuz 2017, Ss. 7-23.
24 Bosna-Hersek’in II. Dünya Savaşı’ndaki durumu için bkz. Marko Attila Hoare, The Bosnian Muslims in the Second World War. Noel Malcom, Bosna. İbrahim Kamil, Soğuk Savaş Döneminde Yugoslavya Siyaset- Ekonomi-Dış Politika (1945-1990) adlı eserde de detaylı olarak 1940-1945 arası siyasi gelişmelere yer verilmiştir. Google Akademi sayfasında da konu hakkında epey çalışma mevcut.
25 Yalta Konferansı: ABD, İngiltere ve SSCB’nin katıldığı savaş zamanının en önemli konferansıdır. Savaş sonrası düzenin nasıl olacağı konusu titizlikle ele alınmıştır. Konumuzla ilgili alınan karar; Birleşik bir Yugoslav Hükümetinin kurulması ve yeni anayasanın kabulü olmuştur

Alexander diktatörlüğü son bulduktan sonra, 1937 yılında Pravi Put (Doğru Yol), Türkçe ve Sırpça şeklinde yayınlanmaya başlamıştır. 1940’da Müslimanska Sloga (Müslüman Birliği) gazetesi basılmıştır (Sırp dili ile). 1944’te ise mühim Birlik gazetesi çıkmış ve tamamı Türkçe olarak sayı vermiştir. 1950’de Pioner (daha sonra ki adı Sevinç), 1965 yılında Sesler, 1973’de de Çevren dergileri yayınlanmıştır(26). Bunlar sadece Bosna’da değil, Yugoslavya’nın çeşitli yerlerinde yayınlanan Türkçe sayılardır (Bahsedilen gazete ve dergilerin içeriği hakkında bilgi edinmek için dipnotta gösterilen Zafer Gölen’in çalışması incelenebilir).

1950 yılında Bosna-Hersek‘teki köklü kültürel mirasın ortaya çıkarılıp tanıtılması amacıyla Saraybosna‘da Prof. Nedim Filipoviç‘in öncülüğünde Şarkiyat Enstitüsü kurulmuş, Felsefe Fakültesi‘nde Şarkiyat Bölümü açılmıştır. Enstitüde; Türk dili, tarihi, kültürü ve sanatı gibi alanlarda bilimsel ve akademik düzeyde faaliyetler yürütülmektedir.

Tito Yugoslavyası’nda en önemli gelişmelerden biri de yine 1950’de Saraybosna Üniversitesi Türkoloji bölümünün faaliyete geçmesidir(27).

1980’de Tito’nun ölmesi, yarattığı Yugoslavyasının da çöküşü gerçekleşmeye başlamıştır. 1992 yılındaki Bosna’da yapılan referandumun bağımsızlık ile sonuçlanması ardından bu olayı kabul edemeyen Sırbistan, aynı yılda Bosna’ya savaş açmıştır ve büyük bir trajediye bir soykırıma sebebiyet verecek Bosna Savaşı 1995’e kadar devam etmiştir. Dayton Paris Antlaşmaları(28), savaşı sonlandırmış olsa da ülkeye siyasi karmaşıklık ve bölünmüşlük getirmiştir.

Dayton Antlaşması’ndan Sonra Bosna’da Türkçe ve Türk Kuruluşlarının Bölgedeki Faaliyetleri

Yugoslavya dönemi ve akabindeki savaş son bulduktan sonra Türkçe; Bosna’daki hemen her okulda yabancı dil olarak okutulmaya devam etmiş; Türk dili ve Edebiyatı kürsüleri ülkeye kazandırılmıştır(29). Türkiye-Bosna Hersek ilişkileri devlet düzeyinde yakın ve sıkı dostane bağlarla örülmüş, çeşitli alanlarda antlaşmalar yapılmıştır. Ayrıca iki devlet arasında yüzden fazla okul kardeşliği de gerçekleştirilmiştir. Bu faaliyetleri kronolojik bir şekilde seyretmekte fayda var:

Savaştan sonra Bosna’ya yardım için öncelikle giden Türk askerleri olmuştur. 1995 yılı itibari ile TİKA’nın da önemli faaliyetleri sonucu (ekonomi dahil çeşitli alanlarda), Bosna’nın yaralarını sarması hızlanmıştır. 2001’de Türkoloji ekseninde Tuzla ve 2005 yılında da Zenica Üniversitelerinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri açılmıştır. TİKA, çeyrek asırdan fazladır Bosna’da 900’den fazla projeye imza atmıştır. TİKA, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere birçok alanda uyguladığı kalkınma projeleriyle çok sayıda ailenin kendi ayakları üzerinde durmasına imkan sağladı. Din ve ırk ayrımı gözetmeksizin toplumun her kesimini kucaklamaya çalışan TİKA, Bosna Hersek’teki her bölgeye ulaşmıştır (TİKA Resmi Web Sitesi).


26 Zafer Gölen, “a.g.m.”, Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi.
27 Edina Solak, “Bosna Hersek’te Türkçe ve Türk Dili Eğitimi ile İlgili Çalışmalar”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(2) Ss. 165-174.
28 Dayton Antlaşmasına giden süreç için bkz. Osman Karatay, “Bosna Hersek Barış Süreci -Dayton Barış Antlaşması Eki İle-“, Dayton Antlaşması hak bilgi için bkz. Esat Ertaş Erbesler, “Bosna’da Egemenlik SorunuDayton Antlaşması”.
29 Edina Solak, Yasemin Uzun, “Bosna Hersek Tarihinde Türkçenin Etkisi”, Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, S. 52, ss. 291-310, Güz 2021.


Yunus Emre Enstitüsü ise Yunus Emre Vakfı’na bağlı olarak 2009’da kurulmuştur. Bosna’da faaliyette bulunduğu yerler; Saraybosna, Mostar ve Foynitsa şeklindedir.

Türk kültür merkezleri, gerek Bosna-Hersek‘e gerekse Türkiye‘ye ait özel günlerde ve haftalarda sosyal etkinlikler düzenlemektedir. Cimburjada Bahar şenliği, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı şenliği, Ahitname Töreni, Ayvaz Dede ve Musalla şenlikleri bu etkinliklerdendir. Bu tür etkinliklerde Türkçe öğrenen Bosna-Hersekliler bir araya getirilmektedir. Merkezlerde Türk müziği dinletileri, kitap tanıtımları, şiir günleri, ebru ve yemek kursları düzenlenmektedir. Türkiye‘den gelen ve hedef dili konuşan Türk okutmanlardan Türkçe öğrenen Bosna-Hersekli kursiyerler, derslerin yanı sıra konuşma kulübü çalışmalarıyla pratik yapma imkânı bulmaktadır. Kursu tamamlayan ve sertifika sınavında başarılı olan kursiyerler Avrupa Konseyi Ortak Dil Kriterlerine uygun olarak hazırlanan ve kursiyerlerin Türkçe bildiklerini belgelendiren Yunus Emre Enstitüsü Sertifikasını almaktadır (Saraybosna YETKM, 2012d)(30).

Yunus Emre Enstitüsü, Türk Kültür Merkezlerinde yürüttüğü Türkçe öğretimi çalışmalarının yanı sıra Bosna Hersek’te “Tercihim Türkçe” ismiyle Türkçenin devlet okullarında seçmeli ders olarak yer alması projesini de yürütmektedir. Bosna-Hersek Devleti; Bosna-Hersek Federasyonu, Sırp Cumhuriyeti ve Brçko özerk bölgesinden meydana gelmektedir. Bosna-Hersek Federasyonu ise; Una-Sana, Posavina, Tuzla, Zenitsa-Doboy, Bosna Podrinye, Orta Bosna, Hersek-Neretva, Batı Hersek, Saraybosna ve Livno olmak üzere “kanton” adı verilen on bölümden oluşmaktadır (Çangal, 2013: 29). Türkçe; “Tercihim Türkçe” projesiyle Hersek Neretva, Bosna Podrinye, Zenitsa Doboy, Tuzla, Orta Bosna, Saraybosna ve Una Sana kantonlarında 2. ve 3. seçmeli dil olarak ilköğretim okullarında ve liselerde okutulmaktadır. Proje kapsamında 2016-2017 eğitim-öğretim yılında yaklaşık 7.300 öğrenci Türkçe öğrenmiştir(31).

Yunus Emre Enstitüsü hem çocuklar hem yetişkinler için farklı metotlar ile onlara Türkçeyi kazandırmak için yoğun faaliyet göstermektedir. Örneğin; “Tercihim Türkçe” projesi kapsamında, Bosna için özel olarak hazırlanan “Haydi Türkçe Öğrenelim” setleri çocuklara Türk dilini öğretme bağlamında mühim bir gelişmedir. Ayrıca yetişkinler için de tasarlanan “Yedi İklim Türkçe Öğretim” setleri zenginleştirilmiş kitaplar şeklinde hazırlanmışlardır(32).

Tercihim Türkçe projesi, T.C Milli Eğitim Bakanlığınca destekli durumdadır.


30 Mustafa Ilgar, Önder Çalgar, “a.g.m.”, Beder Journal of Humanities.
31 Önder Çangal, Cansın Yılmaz, “Seçmeli Dil Olarak Türkçe Öğrenen Bosna Hersekli Çocuklar İçin Hazırlanan “Haydi Türkçe Öğrenelim” Dil Öğretim Setine Yönelik Bir Değerlendirme”, Uludağ Üniversitesi I. Yabancı Dil Olarak Türkçenin Öğretimi Bilgi Şöleni, 17-19 Mayıs 2017.
32 Önder Çangal, Cansın Yılmaz, “a.g.m.”, Uludağ Üniversitesi…, 2017

Sonuç

Balkan coğrafyası ve özel olarak Bosna Hersek topraklarında, Türk-İslam kültürüne yabancı değil bilakis yakın olan Boşnaklar, kendi kültürünü de katarak bir edebiyat ortaya çıkarmıştır: Alhamiyado. Bu edebiyat türü Türk-Boşnak kültür sentezinin en mühim örneklerindendir. Akabinde, Bosna’nın çoğu yerinde bulunan Osmanlı mimarisi, sadece bir arkeolojik miras değildir. Bosna’nın Osmanlı’nın Balkanlar’daki kalbi olduğu zamanlardaki zengin tarihini bizlere kanıtlar niteliktedir. Osmanlı, bölgeden çekildikten sonra (1878, özellikle 1908 ve 1929) Türkçe kısıtlanmış, unutturulmaya çalışılmışsa da tamamen silinememiştir. Uzun yüzyıllardır Türklerin bulunduğu ve geniş alana yayıldığı Balkanlar’da Türkçenin tamamen kaldırılması nasıl mümkün olabilirdi?

Görüldüğü üzre Bosna’da Türk dili bin yılı aşkın süre boyunca bu topraklarda izini taşır. Günümüzde de halk arasında sık olmasa da cümle içinde kullanılmaktadır. Çalışmamızda; Osmanlı Devleti yönetiminde iken ve sonra Avusturya-Macaristan himayesi ile ilhakında, I-II. Dünya Savaşlarında, I-II. Yugoslavya’da, farklı farklı dönemlerde ki Türkçe’nin kullanımı, Türk dilinde basılan gazeteler ve dergilerden, bugün YEE’nin Türkçe eğitim programlarına kadar bilgi verilmeye çalışılmıştır. Katkı sunabildiysek ne mutlu… 

Sonuçtan bağımsız ek olarak önemli bir bilgiye de yer verme yükümlülüğünü üzerimize bir borç biliriz: Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bosna Hersek Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte yürüttüğü “Eğitimde İş Birliği Protokolü” sağlanmış ve titizlikle yürütülmektedir. T.C. MEB aynı zamanda yüzlerce okul kardeşliğini de desteklemiştir. Bosna’da Türk dilinin öğretilmesi için yoğun çabalar harcanıp projeler hazırlanmakta, gelecekte daha fazla Balkan insanına Türkçeyi kazandırmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin hedefleri arasında olmuştur.

Merve YENİAY

 / RUBASAM Gençlik Kurulu Üyesi
Trakya Üniversitesi Balkan Araştırmaları Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi
BİBİLYOGRAFYA
Ed. Osman Karatay, Serkan Acar, “Doğu Avrupa Türk Tarihi”, Kronik Yayınları, İstanbul 2020. ÇALGAR, Önder, YILMAZ, Cansın, “Seçmeli Dil Olarak Türkçe Öğrenen Bosna Hersekli Çocuklar İçin Hazırlanan “Haydi Türkçe Öğrenelim” Dil Öğretim Setine Yönelik Bir Değerlendirme”, Uludağ Üniversitesi I. Yabancı Dil Olarak Türkçenin Öğretimi Bilgi Şöleni, 7-19 Mayıs 2017.
GÖLEN, Zafer, “Osmanlı Yurdu Olan Bosna Hersek’te XIX. Yüzyıldaki Siyasi Olaylar” Belleten Dergisi, Yıl 2010, Cilt 74, Sayı 270, Sayfalar 421-476.
GÖLEN, Zafer, “Yugoslavya’da Yayımlanan Türkçe Dergilerde Osmanlı İmgesi”, Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, C. 4, S. 9, Temmuz 2017, Ss. 7-23.
ILGAR, Mustafa, ÇALGAR, Önder, “XV. Yüzyıldan Günümüze Bosna Hersek’te Türkçenin Durumu ve Türkçe Öğretim Çalışmaları”, Beder Journal Of Humanities, Sayfalar 110-124.
KAMİL, İbrahim, “Soğuk Savaş Döneminde Yugoslavya, Siyaset-Ekonomi-Dış Politika (1945- 1990)”, Kriter Yayınevi, İstanbul 2023.
KIRBAÇ, Selçuk, “Türk Dilinin Boşnakça ile İlişkileri ve Abdullah Skaljiç”, The Journal of Sociel Science Studies International Journal of Social Science Cilt 6, Sayı 4, Sayfalar 895-911, Nisan 2013.
NAMETAK, Fehim, “Muvakkit, Salih Sıdkı”, TDV İslam Ansiklopedisi.
OSMANBEGOVİÇ-BAGŞİÇ, Samira, ARSLAN, Mustafa, “Yabancı Dil Öğretim Aracı Olarak Saraybosna Gazi Husrev Bey Kütüphanesi’ndeki Türkçe-Boşnakça Sözlükler, Turkish Bosnian Dictionaries in Gazı Husrev Beg Library by Teaching Method For Foreigners”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIX/2 (Kış 2014), sayfalar 1-16.
SEYHAN, Salih, “Osmanlı Döneminde Bosna Hersek’te Çıkan İlk Özel Türkçe Gazete Gülşen- i Saray”, Selçuk İletişim Dergisi, Yıl 2012, Cilt 7, Sayı 3, Sayfalar 100-116.
ŞENTÜRK, M. Hüdai, “Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Devrinde Rumeli’de Uyguladığı İskan Politikası ve Neticeleri”, Belleten Dergisi, Sayı Nisan 1993, Cilt 57, Sayı 218, Sayfalar 89-112.
SOLAK, Edina, “Bosna Hersek’te Türkçe ve Türk Dili Eğitimi ile İlgili Çalışmalar”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(2) Ss. 165-174.
SOLAK, Edina, UZUN, Yasemin, “Bosna Hersek Tarihinde Türkçenin Etkisi”, Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, S. 52, ss. 291-310, Güz 2021.
VİLDİÇ, Emina, “Bosna Hersekliler Tarafından Osmanlı ve Avusturya Macaristan Döneminde (Benjamin Kalay Rejimi) Yayımlanan Süreli Yayınların Fihristi”, Türük Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, Yıl 2023, Sayı 11, ISSN 32, Sayfa 100-125.
Ana Sayfa – TİKA (tika.gov.tr).
Fatih Ahidnamesi – Bosnahersek.ba.
Tercihim Türkçe | Türkiye – Merkez (yee.org.tr).

Sosyal Medyada Paylaş

Bir Yanıt

  1. Merve hanım, emeğinize sağlık kıymetli bir kaynak oldu. Alhamiyado edebiyat türünden haberdar oldum. Yazılarınızı ilgi ile izlemeye devam ediyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

BENZER İÇERİKLER